Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), depreme karşı çok yönlü araştırma ve geliştirme çalışmalarıyla Türkiye’yi afetlere karşı daha hazırlıklı hale getiriyor.
Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanındaki lider kuruluşu TÜBİTAK, 61 yıldır ülkeyi doğal afetlere, özellikle depremlere karşı hazırlamak için aralıksız çalışmalarını sürdürüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen deprem araştırmaları, TÜBİTAK’ın çok boyutlu yaklaşımıyla hayat buluyor.
TÜBİTAK BİLGEM bünyesinde hayata geçirilen Afet Yönetimi Programı, depremler başta olmak üzere yangın, su baskını gibi afetlere karşı mücadelede teknolojik çözümler geliştirmeyi hedefliyor. Bu program kapsamında AkuSTECTS, CANDORA, ATEAS ve ARİT gibi projeler, afetzede ve arama kurtarma ekiplerine destek olmayı amaçlıyor.
AkuSTECTS projesi ile enkaz altındaki canlıların tespiti konusunda önemli bir adım atılırken, CANDORA radar sistemi, enkaz altındaki hareketleri saptayabiliyor. ATEAS ise afetzedelerin akıllı telefonlarıyla iletişim kurarak, konumlarını belirleyen yenilikçi bir uygulama olarak dikkat çekiyor. ARİT projesi ise çeşitli afet risklerinin tahmin edilmesini sağlayan bir sistem üzerinde çalışıyor.
TÜBİTAK ayrıca, deprem sonrası acil gözlem araştırmaları (DEPAR), sismik tehlike ve hasar dağılım tahmini gibi çeşitli projelerle depremlerin etkilerini azaltmayı ve afet yönetimini geliştirmeyi hedefliyor. Kahramanmaraş ve Hatay depremleri sonrası yürütülen çalışmalar ve TÜBİTAK MAM’ın liderliğindeki NSF RAPID proje çalışmaları ile sismolojik ağlar güçlendiriliyor ve deprem parametreleri üzerine önemli veriler toplanıyor.
Depremlerin yıkıcı etkilerini azaltmak ve toplumu afetlere karşı daha dayanıklı hale getirmek amacıyla TÜBİTAK, bilim insanlarına ve araştırmacılara yönelik destek programları sunuyor. “1001- Deprem Araştırmaları” başlıklı özel çağrı, UDAP Afet Risk Azaltma Araştırmaları Özel Çağrısı ve BİÇABA Programı gibi inisiyatiflerle deprem konusunda yapılacak araştırmaları teşvik ediyor.
TÜBİTAK’ın açık bilim anlayışıyla kamuoyuna açtığı çalışmalar ve düzenlenen etkinlikler, deprem araştırmaları alanındaki bilgi ve bulguların paylaşılmasına olanak sağlıyor. Bu çabalar, Türkiye’nin afetlere karşı direncini artırma yolunda önemli adımlar atılmasına katkıda bulunuyor.